VENEDİK
VENEDİK
Venedik’te adacıkların olduğu
bölümde konaklama biraz daha pahalı, bu yüzden Mestre konaklamak için bir diğer seçenek. Mestre bölgesinde daha uygun fiyatlı oteller bulmak mümkün.
Biz sadece 1 gece kalacağımız için gezilecek yerlere yakın olan adacıkların
olduğu bölümde konaklamayı tercih ettik. Mestre’de konaklayacak olanların
Mestre Tren İstasyonu’nda inmeleri gerekiyor.
Bizim otelimiz ise Santa Lucia Tren
İstasyonu’na yürüme mesafesinde şehrin gettosu olan Cannaregio bölgesinde. İstasyondan
çıktığımız anda biz bu şehri çok sevdik. Scalzi Köprüsü’nden (Ponte degli
Scalzi) geçerek otelimize vardık ve eşyalarımızı otele bıraktıktan sonra hemen yola
koyulduk.
İlk hedefimiz San Marco Meydanı (Piazza
San Marco). Meydan şehrin en alçak yeri olduğu için yağmur yağdığında ya da
dalgalar sebebiyle sel basıyormuş.
Yağmura denk gelir de meydanın tadını çıkaramazsak diye korkmuştuk ama
Venedik’te geçireceğimiz tek gün güneşliydi.
San Marco Meydanı
Meydanda en dikkat çeken yapı San Marco
Bazilikası (Basilica di San Marco). Bazilikanın
girişinde uzun bir kuyruk var, sırt çantası ya da büyük çantalarla girmek
yasak, bunların bazilikanın ilerisinde emanete bırakılması gerekiyor. Tabi ki
kıyafetlerin uygunluğu da kontrol ediliyor. Bazilikanın için yaldızlı
mozaiklerle süslü bu sebeple Altın Bazilika diye de biliniyor.
Basilica di San Marco
Bazilikanın karşısında San Marco
Çan Kulesi (Campanile di San Marco) yer alıyor ve bu kule şehrin en yüksek
yapısı. Asansörle çıkış mümkün, kişi
başı ücret 8 €. Tabi ki Venedik’i
tepeden görmek için çıktık. Meydandan yer alan Çan Kulesi’ne (Torre Dell’Orologio)
çıkmak da mümkün.
Campanile di San Marco'dan şehir manzarası
Campanile di San Marco'dan şehir manzarası
Campanile di San Marco'dan şehir manzarası
Dükler Sarayı (Palazzo Ducale) da San
Marco Meydanı’nda yer alan bir diğer ihtişamlı yapı. Saray ile Yeni
Hapishane’yi (Prigioni Nuove) birbirine bağlayan Ahlar/İç çekiş Köprüsü’nde (Ponte
dei Sospiri) mahkumlar hapishaneye gitmeden önce Venedik’e son kez bakar ve iç
çekerlermiş.
Ponte dei Sospiri
San Marco meydanından akşam bir
daha gelmek üzere ayrılıp San Polo Meydanı’na (Campo San Polo) doğru yürümeye
başladık. Büyük Kanal’ı (Canal Grande) Rialto Köprüsü’nden (Ponte di Rialto)
geçip meydana doğru giderken notlarımızda yer alan Acqua&Mais’i gördük,
burada çeşit çeşit kızartmalar yer alıyor. Biz sebze kızartması alıp meydanda bir
banka oturup yedik.
Ardından dinlenmek için otele doğru
yola koyulduk. Bu sırada hediyelik eşyalara bakmaktan geri kalmadık tabi ki. Cannaregio’da
hediyelik eşyaların ve yiyeceklerin daha turistik olan San Polo ve San
Marco’dan çok daha ucuz olduğunu gördük. Otelde biraz uyuduktan sonra yemek
için yine Rialto Körüsü’nden geçip Antico Forno’ya geldik. Buranın pizzalarının methini araştırma
yaparken okumuştuk. Bir dilim kalın
balıklı pizza, bir dilim ince margaritha aldık. Yine mekanda masa yer almıyor, bir
yer bulup ayakta yedik. Pizzalar gayet
başarılı. Karnımızı doyurduktan sonra
bir de akşam görmek üzere San Marco Meydanı’na yürüdük.
Antico Forno
Venedik’in diğer şehirlerden farklı
olarak masalsı bir havası var, biz akşam ışıklar altında mükemmel görüneceğini
hayal etmiştik. Ancak hava kararınca
ışıklandırmaların çok yetersiz olduğunu gördük. Ara sokaklar sadece mağaza
vitrinleri sayesinde aydınlanıyor, küçük köprülerde hiç ışık yok. San Marco
Meydanı’na doğru ilerlerken insanların tam ters tarafa gittiklerini fark ettik.
Meydana vardığımızda sabahki kalabalıktan eser yoktu. Oysa gece meydanın çok hareketli olacağını
düşünmüştük. Burada birkaç fotoğraf çektikten sonra ışıkların pek çoğunun
kapandığını gördük. Biz Mart ayında
gittiğimiz için mi bu durum böyleydi yoksa hep mi böyle bilmiyoruz ama
hayalimizdeki ışıklar altında Venedik manzarasını bulamadık. Hatta meydanda yer alan restoranlarda gündüz
sırasıyla canlı klasik müzik dinletisi yapılıyorken akşam bunun da olmadığını
gördük. Sabah erken saatte Bologna
trenimiz olduğu ve Venedik’te gece gezilecek bir ortam olmadığı için otele
dönmeye karar verdik.
Gitmeden önce tüm bloglarda
Venedik’in çok pahalı olduğunu okumuştuk.
Bizim gözlemimiz ise Floransa’dan hem yemek hem de hediyelik eşya
anlamında çok daha uygun fiyatlı olduğu yönünde. Bolca cam işi hediyelik aldık
buradan. Ayrıca biz yürüyerek gezmeyi
sevdiğimiz ve gondol ikimize de cazip gelmediği için gondol ücretlerini hiç
sormadık. Ama bizden birkaç gün önce Venedik’te olan arkadaşlarımızdan ara
sokaklarda 20 dakikası 60 €’ya gondol bulduklarını öğrendik. Sanırım San Marco
Meydanı’ndan kalkan gondollar aynı süre için 80 €. Gondola binmeyi
düşünüyorsanız ara sokaklarda pazarlık etmenizi tavsiye ederim. 1
ve 82 numaralı vaporettolar, Santa Lucia istasyonu ve San Marco meydanı
arasında gidip geliyor, ancak daha önce giden arkadaşlar vaporettoların çok
kalabalık olduğunu söylemişti. Ordayken de gördük ki bizim tıka basa dolu
belediye otobüsleri gibi vaporettolarda insanlar üstüste yolculuk ediyor.
İtalya’da gezdiğimiz şehirler
arasında bir hafta sonu tekrar gelmek isteyeceğimiz bir şehir oldu
Venedik. Bir dahaki seyahatimizde Murano
ve Burano’yu da görmek isteriz.
Yorumlar
Yorum Gönder